Bir Opera Klasiği.... “Carmina Burana”
- Sümeyye Turan
- 17 Haz 2016
- 2 dakikada okunur

‘’Novae Fulguri
tui lucent oculi
sicut solis radii
sicut splendor fulguris
lucem donat tenebris’’
Merhaba, birkaç gün önce çok sevdiğim birinin kütüphanesinden ödünç aldığım kitabın kapağını bugün açabildim ancak ve girişinde bu cümle karşıladı beni, latince olması dolayısıyla da dikkatimi çekti bir hayli ve ufak bir araştırma yaptım ve bakın neler öğrendim, aktarayım hemen size de..
Şimdiii.. Epigrafın türkçesi şu şekilde:
‘’Gözlerin
güneşin okları gibi parlak
aydınlatıyor karanlıkları
bir şimşek gibi çakmak çakmak’’

Google’a yazdığınızda bu sözleri, karşınıza Carmina Burana /Cour’d amour gibi isimler çıkacaktır. Evet ünlü Alman besteci Carl Orrf’ un 1935’te
ortaya çıkardığı Carmina Burana adlı eserinden alıntı sözler bunlar.
Carmina burana.. -ki Beuren'in şarkıları manasına gelir-
Eski bir eserdir oldukça. .."Memento vivere" ye bir örnektir, yani ; ‘yaşadığını hatırla’.. Bir de bunun tersi bir düşünce söz konusudur ki
ona da "memento mori" denir .. Buna da "annolied" örnek gösterilebilir,
yani ; ‘’Unutma ki öleceksin ‘’..
Bir nevi pesimist ve optimist düşünceler çatışması denebilir
Hikayesine bakalım biraz da:
1803 yılında Almanya'nın güneydoğusundaki Bavyera Alpleri ‘ nde
( bknz ; http://www.zuleyhaeroglu.com/archives/122 ) Benedikt ‘ in papazlarına ait bir manastırda latince, eski almanca ve fransızca yer yer de makaronik şiirler, eski ve yeni sistem ile gösterilmiş notalar, hayali resimler ve müstehsen figürler içeren bir klasör bulunur.
Tamamı el yazması olan bu parşömenler sonradan klasörlenmiştir. Çarkıfelek minyatürü kapak olarak kullanılmıştır. İçerisinde bulunan 254 adet şarkının bazılarında nota bilgisi varken büyük bir kısmında sadece bir önceki sese göre tonlamanın verildiği direktifler vardır.
Dil de ilginçtir, latince ile beraber, eski almanca, frenk dilleri ve bunların keyfi oranlarda karışımı kullanılmıştır. birden fazla kişinin elinden çıktığı kesindir. Yazıların çok az bir kısmı imzalanmıştır, dolayısı ile yazarları bilinmemektedir.

Parşömenler üzerinde çalışan kişilerin kafası karışmıştır. manastırda keşiş adayı öğrenciler tarafından yazılan bu şiirlerde, patlayıncaya kadar tıkınan, kusuncaya kadar içen, sabahtan akşama kadar bugünkü tavlaya benzer bir zar oyununu oynayan, kilisenin şamdanlarını şarap almak için satan evli barklı katolik rahipler tasvir edilmektedir. Ömür boyu evlenmeyeceğine yemin etmiş, bedensel arzularından arınmış olması gereken katolik rahiplerin o dönemde gerçekten böyle mi yaşadığı yoksa bir özenme durumu mu olduğu anlaşılamaz. Pek çok kişi o dönemlerde artan kilise yobazlığına karşı genç rahip adayları tarafından açık bir başkaldırı olarak yazıldığına, eğlence amaçlı olduğuna inanır. Kendini tanrıya adamış bu insanların yedi ölümcül günahtan en sefili olan oburluğun pençesinde kıvrandığına inanmak gerçekten güçtür.
Söz konusu eser, Carl Orff'un – kendisi bu metinleri orijinal melodilerini kullanmadan bir cantata olarak bestelemiş, 40 yaşından sonra bu sayede üne kavuşmuştur - Trionfi (Zaferler) üçlemesinin ilk eseridir. İlk bölüm doğa ve aşkı dile getirir. İkinci bölüm meyhanede geçer. Üçüncü bölümün teması
yine sevgidir.
Carmina Burana dendiğinde akla gelen ilk eser O Fortuna’ dır, isim olarak bilmesenizde melodisi ülkemizde neredeyse her yerde kullanıldı
– bknz; ana haber bültenleri, trt programlarının backgroundları , şirket, bayi toplantılarında , törenlerde vs. – Linki açarsanız hatırlayacaksınız hemen
Minik serçemiz de 89 Rumeli Hisari konserinde yorumlamıştır aynı zamanda; https://www.youtube.com/watch?v=m-LrcuNzg0Y#start=0:00;end=4:59;autoreplay=true
Ve malesef şöyle bir haberle de karşılaştım, geçen yıl yayınlanmış
Ne denebilir ki ,
Commentaires